Desperados 2: Cooper's Revenge

Desperados 2: Cooper's Revenge

kullanıcı
  • Lisans
  • TOPLAM İNDİRME 11,925
  • EDİTÖR PUANI
  • Üretici Spellbound

İlki çıktığında Commandos'a büyük bir rakip olmuştu. Yalnız ikinci oyun aynı Commandos: Strike Force gibi radikal yenilikler ile geliyor.

İlk Commandos'u hatırlar mısınız? O zamana kadar hiçbir oyunda görmediğimiz kalitede ve zorlukta stratejik öğeler sunmuştu bizlere. Her biri kendi dalında uzmanlaşmış askerlerimizi düşman sınırlarının ardında gizlice ilerletir, yakalanmamak için plan üstüne plan yapardık. Çok beğenilen Commandos teması zamanla kült bir yapım halini aldı ve kendi türünü oluşturdu. Daha sonra ise aynı oyun sistemini işleyen ancak bu sefer tüm hikayesi Vahşi Batı'da geçen Desperados geldi. İlk bakışta Commandos klonu olarak durması ister istemez insanlara bir önyargı oluşturdu. Fakat içerdiği bol aksiyon, Commandos'ta olmayan bazı ek özellikler ve özellikle de döneme göre üst düzeydeki iki boyutlu grafikleri ile vazgeçilmez oyunlar arasında yerini aldı.

Aradan uzun zaman geçmeden Desperados'un devam oyunu duyuruldu. Üstelik bu sefer tamamıyla üç boyutlu grafiklerle süslenerek ilan edildi yeni versiyon. Tıpkı ilk bölümde olduğu gibi yine acımasız stratejik kuralları içinde barındıracak, ayrıca yenilenen grafikleriyle de adından söz ettirecekti. Geçtiğimiz haftalarda piyasaya sürülen Desperados 2'yi hiç vakit kaybetmeden edindim ve bir güzel oynamaya başladım. İlk intiba olarak yenilenen grafikleri göze gayet güzel görünse de üçüncü boyuta geçmesi nedeniyle eski büyüsünü biraz kaybettiğini söyleyebilirim.

Baştan yarat grafiklerimi

Desperados 2'nin genel olarak temasında bir değişiklik yok. Yine oyunumuz Vahşi Batı'nın en kanunsuz kasabalarında geçiyor. İzlediğimiz ilk video ile ana karakterimiz John Cooper'ın kardeşine düzenlenen tuzağa şahit oluyoruz. Ardından intikam almak için hemen yola koyuluyoruz. Hikâyemizde öyle çok yaratıcı yenilikler yok, ama olması da gerekmez çünkü bize asıl lazım olan stratejik karar vermemizi gerektirecek oyun stili hala yerli yerinde duruyor. Kontrolleri elimize alır almaz üç boyutlu dünyanın kapılarını aralamış oluyoruz. Temel olarak Desperados yapısı bozulmamış ama üç boyut oynanışı derinden etkilemiş diyebilirim. İlk olarak kuş bakışı kameradan tıpkı ilk oyunda olduğu gibi ilerleyebiliyoruz. Hem kamerayı dilediğimiz yöne çevirebiliyoruz hem de istediğimiz kadar yakınlaşıp uzaklaşabiliyoruz. Yine ekranın alt kısmında karakterlerimizin portrelerini görüyor, yine sol üst köşede seçili olan karakterimizin özelliklerine tıklayabiliyoruz. Açıkçası kuş bakışı kameranın üç boyutlu olmasında kötü bir yan yok. Hatta iyice düşmanlarımızı kontrol etmek için çevreye bakış yapmamızı sağlayacak kadar esnek olması da güzel. İkinci seçenek olan omuz kamerasına geçtiğimizde ise işler epey değişiyor. Görsel yönden ve oyunun aksiyonu bakımından pek çok artı sağlasa da gerçekçilik bakımından eksi yanları beraberinde getirdiğini söylememiz lazım. Çünkü yukardan bakıldığında birkaç metre ileride çaprazımızda olan düşmanın bizi görmemesi doğal duruyorken, omuz kamerasıyla bakınca hemen yanımızda duran düşmanın bizi fark etmiyor oluşu insana saçma geliyor. Oyunun yapısı gereği adım adım ilerlememiz ve düşmanları teker teker, sessizce öldürmemiz gerekirken, eğer nişancılığımıza güveniyorsak omuz kamerasına geçip tıpkı FPS oynuyormuş gibi herkesi kurşundan geçirebiliyoruz. İyi bir köşe bulmamız halinde düşmanları üzerimize çekerek herkesi bir bir öldürebiliriz. Açıkçası bu olay o bildiğimizi Desperados stratejisine çok uzak kalıyor ve oynanışı epeyce kolaylaştırıyor. Bazen sadece bir karakterle bile bölümü tamamlamanıza imkân sağlıyor.

Baştan yarat karakterlerimi

Gelelim karakterlerimize. Desperados oyununda tüm stratejik planlarımızı oluşturacak öğelere olan karakterlerimiz her biri başka konuda uzman olmuş insanlardan oluşuyor. Dolayısıyla karakterlerimiz ile bütünleşmeden ve onların yapabildiklerini iyice öğrenmeden bölümleri kolayca geçemeyebiliriz.

John Cooper: Asıl kahramanımız John Cooper, çok iyi bir silahşor. Ayrıca bıçağını da hem yakın mesafeden hem de uzak mesafeden çok iyi bir şekilde kullanıyor. Melodili saati ise düşmanların dikkatini çekmek için kullandığı özel eşyası.

Kate O'Hara: Tek bayan karakterimiz olan Kate O'Hara ise usta bir poker oyuncusu. Oyunumuzda ise ıssız çöllerde nöbet tutmaktan bıkmış düşman askerlerini tuzağa düşürmek için kadınlığını sonuna kadar kullanan bir bayan olup çıkış. Zehirli makyaj malzemeleri ile düşmanlara geçici körlük yaratabilmesi de bir diğer özelliği.

Arthur McCoy: Grubumuzun doktoru ve keskin nişancısı. Gerektiğinde herkesi iyileştirebildiği gibi aynı zamanda en uzak mesafedeki düşmanı bile tek vuruşta yere indirecek kadar güçlü bir dürbünlü tüfeğe sahip. Aynı zamanda kullandığı gaz bombalarıyla da düşmanları bayıltmasıyla ünlü.

Sam Williams: Zenci karakterimiz Sam Williams, grubumuzun patlayıcı uzmanı. Elindeki pompalı tüfek ile ölüm saçmasının haricinde düşmanlara dinamit fırlatıp toplu hasar verebiliyor. Ayrıca geçit vermeyen duvarları da havaya uçurarak bize yol açıyor.  

Pablo Sanchez: Kas torbası Pablo Sanchez ise ağır silah uzmanı. Çılgın Meksikalı, düşmanların kafalarına taş atarak bayıltabiliyor yere ayı tuzağı kurabiliyor. Belli başlı bölümlerde kullansak da özel makineli tüfeği ile adeta ölüm saçıyor.

Hawkeye: Grubun son ve aramıza yeni katılan üyesi bir Kızılderili. Hawkeye, hikayenin ortalarında aramıza katılıyor. Ateşli silah yerine ok ve balta kullanan bu karakter, diğerlerinden farklı olarak yüzebiliyor (!). Sessizlik, bu karakterin diğer adı adeta. Tüm karakterlerin kabiliyetlerini bilince elbette yapacaklarımızı planlamak da kolaylaşıyor. Fakat yapımcılar oyunun zorluk seviyesini arttırmak ve belli bir senaryo oluşturmak için her bölümde karakter kısıtlamasına gitmişler. Hikayenin gidişatına göre bölümler içinde sürekli grup üyelerimiz eksiliyor ve biz de elimizde olan karakterlerle görevleri tamamlamaya çalışıyoruz. Görevler ise hep birbirine benziyor diyebiliriz. Esirleri kurtarmaya çalışıyoruz ya da düşmanların arasından geçip çıkış noktasına ulaşmaya çalışıyoruz. İşin güzel yanı ise oyunun bize yapacaklarımızı söyleyip, nasıl yapacağımızı bize bırakması. Yani aynı bölümü pek çok farklı yöntemle geçebiliriz. En önemli nokta ise her şeyi iz bırakmadan halletmek. Eğer bölümde dilediğimiz gibi herkesi öldürmemize izin verilmişse, sadece John Cooper ve McCoy ile kolayca bölümleri tamamlayabiliyoruz. Eğer düşmanları öldürmemiz kesinlikle yasaksa, bu sefer de Kate'in dişiliğini kullanıp düşmanları sakin bir yere çekiyor ve diğer karakter ile bayıltıyoruz.

Bölüm yapıları birbirine benziyor olsa da bazen aksiyon dozajını arttıran ve monotonluğu yok eden bölümler de mevcut. Bazı bölümlerde oyun bize karşımıza çıkanı vurmamızı emrediyor. Bizde omuz kamerasına geçip bir bir haklıyoruz düşmanları. Ayrıca ilk oyunun en çok beğenilen özelliklerinden olan Quick Action, yani tek tuş ile kahramanlarımızın belirttiğimiz hareketleri yapmasına olanak tanıyan seçenek de yerli yerinde duruyor. Bu hareket sayesinde sadece bir tuşa basıp her karakterimizi farklı bir hedefe ateş ettirebiliyoruz ve zamandan kazanabiliyoruz.

Baştan yaz şu senaryomu

Buraya kadar az çok anladığınız üzere Desperados 2 ilk bölümün devamı niteliğinde olsa da ve strateji türünde yer alsa da bize sunduğu aksiyon seçeneği oyunun büyüsünü azaltıyor. Çok fazla düşmanı öldürmemizi engellemek için koyulan kısıtlı mermi kuralı da bu ikinci oyunda bozulmuş. Hem haritanın pek çok yerinde hem de öldürdüğümüz askerlerin ardında ihtiyacımız olan kurşunları bulabiliyoruz. Yapay zekâ'ya bakacak olursak yine Desperados 2 bekleneni veremiyor diyebiliriz. Beş sene evvel piyasaya sürülen ilk bölümde hangi kurallar geçerliyse aynen devam ediyor. Zaten başarılı olan bir temanın bozulmaması doğru olabilir, ama omuz kamerasında karşınızda duran kişinin sizi görmemesi çok saçma geliyor. Onlarca askerin nöbet tuttuğu bir kampta eksilen askerler diğerleri tarafından hiç kuşku unsuru oluşturmuyor. En büyük eksiklik ise kolayca ulaşılamayan bir yere saklanmamız halinde, sadece kurşun talimi yaparak koskoca bir orduyu yok edebilme ihtimalimizin olması. Çünkü her ölen askerin başına dikilen düşmanlar bir süre cesetle ilgilenip çevreyi görmezden geliyorlar ve bu sürede kolayca askerleri haklayabiliyorsunuz. Hiç şüphe yok ki Desperados 2'nin en önemli özelliği grafikleri. Oyunumuz Vahşi Batı'yı gayet güzel tasvir eden doku kaplamaları ile göz dolduruyor. Gece gündüz ayırımını yapan ışık efektleri de ayrıca güzel. Bu türden pek beklenmeyen bir özellik olan Ragdoll fizik sistemini de kullanılıyor ki, böylece patlamaların ardından sağa sola gerçekçi biçimde fırlayan cesetleri izleyebiliyoruz. Kısacası grafiksel açıdan pek bir eksisi yok oyunun. Hikaye boyunca duyduğumuz müzikler gayet ortama uygun, ama ses efektleri o kadar başarılı değil. Bazı karakterlerin seslendirmeleri baştan savma yapılmış gibi duruyor. Bu nedenle hikaye boyunca yüzlerce kez duyduğumuz konuşmalardan bir süre sonra sıkılabiliyoruz.

Tanrım beni baştan yarat

Güzel grafikler maalesef yüksek sistem ihtiyaçları ile bize geri dönüş yapıyor. Desperados gibi yüksek sisteme ihtiyaç duymaması geren bir oyunun kaliteli bir sistemde çalışır olması bence bir eksi. Desperados 2'yi çalıştırabilmek için en az Pentium 4 1.9 GHz veya AMD Athlon XP 1900+ üstü işlemciye, 512 MB RAM'e, 4GB boş hard disk alanına, 128 MB'lık DirectX 9.0 destekli bir ekran kartına ihtiyaç var. Tabii bu sistem sadece oyunu çalıştırmak için gerekli. Özellikle 4 bölümden sonra çok büyük haritalar üzerinde ilerlememiz gerekiyor ki sistemimiz aşırı derecede yavaşlayabiliyor. Sonuç olarak bakarsak, yapımcılar ilk versiyonun özellikleri aynen kullanıp, üç boyutlu grafiklerle süslemişler ve paketleyerek aynı oyunu bir kez daha bizlere sunmuşlar. Grafiksel açıdan yeni gelişmeler görselliği arttırmış belki, ama oynanabilirlikten de bazı şeyleri götürmüş. Eğer ilk oyunu çok sevdiyseniz ve ikinci oyunu da sabırsızlıkla beklemişseniz, Desperados 2 size çok eğlenceli gelecektir. Aksi taktirde hayal kırıklığına uğramanız gayet normal.

Kaynak:merlininkazani.com